Kayıtlar

Ekim, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
Sonunda saçlarımı da aklımın hizasına getirtebildim. Nasıl bir üşengeçliktir bu; sizin orada nasıl diyorlar, İĞRENÇ . Dün Efes Pilsen Blues Festival'e teşrif etmiş bulundum. Dinleyici kitlesi ve Terry & Band beni gülme krizine soktu. Sahne performansı olsun, kendi çapımızda yaptığımız komiklik ve şakalar olsun Lütfü Kırdar çıkışında yaşadığım 'ıslanma'ya değdi. Bildiğin ıslanmak yani, hem de şemsiye ile. En nefret ettiğim türden.
You used to be alright, What happened? Did the cat get your tongue? Did your string come undone?

A part of "A birthday Present"

I know why you will not give it to me, You are terrified. ... I will only take it and go aside quietly. You will not even hear me opening it, no paper crackle, No falling ribbons, no scream at the end. I do not think you credit me with this discretion. ... If you only knew how the veils were killing my days. To you they are only transparencies, clear air. But my god, the clouds are like cotton. Armies of them. They are carbon monoxide. Sweetly, sweetly I breathe in, Filling my veins with invisibles, with the million. ... There is one thing I want today, and only you can give it to me...

Buko

KEDİLER ÜZERİNE: Kedilerin arasında olmak çok iyidir. Kendini kötü hissediyorsan kedilere bakar ve kendini çok daha iyi hissedersin, çünkü onlar her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu bilirler; öyle fazla heyecanlanmak ya da üzülmek için bir neden yok. Onlar bunu bilirler. Kurtarıcıdır kediler. Ne kadar çok kedin varsa o kadar uzun yaşarsın. Yüz kedin varsa on kedin olduğunda yaşayacağının on katı daha uzun yaşarsın. Bu gerçek bir gün keşfedilecek ve herkesin binlerce kedisi olacak ve kimse ölmeyecek. Gerçekten çok saçma.

I'm OK

Amaaaaan. La laaaa laaa!
Koyu bir kaplama var etrafımda, ellerime ve yüzüme bulaşmış. Kime dokunmaya çalışsam, kararıyor. Neye dokunsam, yok.