Kayıtlar

Ocak, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Fabrika ayarlarına geri dön

Resim
Ağızda kalan, bilindik, hoş bir tat gibi reflekssizce içine çekiyor. Ağır ama ağrısız: Hep istediğimdi metrekareme 2¹ kişinin düşmesi. Düşüm, sanki üşüten güneşli bir hava. Sonunu bildiğimiz filmler gibi değil ama. Gözlerimde hiç olmamış bir ışık: kırmızımorsarı. Defterimden kopardığım kullanılmamış eski sayfalar-ımsın tekil ikinci şahıs. Hiç batmayan çok yünlü bir kazak, hep giymem gereken. Egzoz dumanını içime çektiğim, oksijeni sana ayırdığım Cak’lı zamanlar. Ya bir hep, ya bir hiç: Siyah ile arası iyi değil Beyaz’ın. Maggie Taylor / One and a half sisters. 2003 İzlediğim: David Fincher / The Curious Case of Benjamin Button Okuduğum: Charles Bukowski / Kaybedenin Önde Gideni Dinliyorum: (Böyle de yeni bir sayfa açalım) Ane Brun / Don't Leave Devendra Banhart / A Ribbon Paolo Nutini / Rewind Devics / The man I Love Cibelle / Green Grass Glen Hansard / Leave

Umduğumla bulduğumun ilgisi yok

Resim
Dün In the Land of Women isminde uzun zamandır izlemediğim sıradanlık ve saçmalıkta bir film izledim. Başrolde O.C'nin yakışıklısı Adam Brody var ama yetmiyor, ne Meg ne de Ryan. Afişte de Lucy ile Carter'in öpüştüğü an var ve o an filmde saliselerle sınırlı. Fazlasıyla sıkıcı bir film olmanın ötesine geçemezken, o cadde sokak herneyse işte, orada başkaları yaşamıyor mu sorusu akıllarda yankı uyandırabilir. Artık Virginia Woolf da okuyorum. İlk kitabım arkadaşımın 5 TL'ye satın almış olduğu Orlando. Sabah işe gelirken birkaç sayfa okudum ancak açıkçası beynim bulandı. (Mucizevi bir şekilde kadın olan erkeğin hikayesi) Yakında evcilik oynayabiliriz: "Ben Sylvia olayım, sen Virginia ol" şeklinde. Tamam tamam, şakaaaa. Ölüyü oynadığım tiyatroda sıranın gelmesi gibi. Burnu, göz bebekleri, 32 dişi yerli yerinde mi? Bir çığlığa eriyen, Dönüyorum ve yanıyorum. Gösterdiğiniz alakaya aldırmadığımı sanmayın.