Fabrika ayarlarına geri dön

Ağızda kalan, bilindik, hoş bir tat gibi reflekssizce içine çekiyor.
Ağır ama ağrısız: Hep istediğimdi metrekareme 2¹ kişinin düşmesi.
Düşüm, sanki üşüten güneşli bir hava. Sonunu bildiğimiz filmler gibi değil ama.
Gözlerimde hiç olmamış bir ışık: kırmızımorsarı.
Defterimden kopardığım kullanılmamış eski sayfalar-ımsın tekil ikinci şahıs.
Hiç batmayan çok yünlü bir kazak, hep giymem gereken.
Egzoz dumanını içime çektiğim, oksijeni sana ayırdığım Cak’lı zamanlar.
Ya bir hep, ya bir hiç: Siyah ile arası iyi değil Beyaz’ın.

Maggie Taylor / One and a half sisters. 2003













İzlediğim: David Fincher / The Curious Case of Benjamin Button
Okuduğum: Charles Bukowski / Kaybedenin Önde Gideni

Dinliyorum:
(Böyle de yeni bir sayfa açalım)
Ane Brun / Don't Leave
Devendra Banhart / A Ribbon
Paolo Nutini / Rewind
Devics / The man I Love
Cibelle / Green Grass
Glen Hansard / Leave

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kendimi kendimden çıkarsam sıfır kalmaz

Ay çok pis!

Falı fallanmak