Umduğumla bulduğumun ilgisi yok

Dün In the Land of Women isminde uzun zamandır izlemediğim sıradanlık ve saçmalıkta bir film izledim. Başrolde O.C'nin yakışıklısı Adam Brody var ama yetmiyor, ne Meg ne de Ryan. Afişte de Lucy ile Carter'in öpüştüğü an var ve o an filmde saliselerle sınırlı. Fazlasıyla sıkıcı bir film olmanın ötesine geçemezken, o cadde sokak herneyse işte, orada başkaları yaşamıyor mu sorusu akıllarda yankı uyandırabilir.

Artık Virginia Woolf da okuyorum. İlk kitabım arkadaşımın 5 TL'ye satın almış olduğu Orlando. Sabah işe gelirken birkaç sayfa okudum ancak açıkçası beynim bulandı. (Mucizevi bir şekilde kadın olan erkeğin hikayesi)

Yakında evcilik oynayabiliriz: "Ben Sylvia olayım, sen Virginia ol" şeklinde. Tamam tamam, şakaaaa.

Ölüyü oynadığım tiyatroda sıranın gelmesi gibi.
Burnu, göz bebekleri, 32 dişi yerli yerinde mi?
Bir çığlığa eriyen,
Dönüyorum ve yanıyorum.
Gösterdiğiniz alakaya aldırmadığımı sanmayın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kendimi kendimden çıkarsam sıfır kalmaz

Ay çok pis!

Falı fallanmak