Meğersem Maya takvimi ne menem bir şeymiş

2012 boş kafayla izleyince dolu bir film gibi geliyor. Efektler, yer yarılsa da içine girsem dediğim anlardan gerçekten soğuttu beni. Hayır, hayır yerin içine girmeyeyim mümkünse. Ama bu tür bir vakada Türkiye'nin T'sinin bile anılmayacağını öğrenmiş oldum siyahi Amerikan başkanının fedai, gururlu, ülkesine ve insanına aşık, dindar, aile sevgisiyle dolu karakter özellikleriyle bezenmiş olduğu 2012 filminde. Ya o tip insanlar bildiğin adamın üstüne basar o dandik gemiye binmek için. Neyse canım.

Yer kabuğu çatlıyor, denizlerde tsunamiler ve gelin görün ki gök kubbe yerli yerinde! Ulan (kabalaştırıyorsunuz), ağaç bile kalmamış etrafta hala oksijenden bahsetmek nasıl bir düşüncenin ürünüdür? Ayrıca kilometrelerce büyüklüğündeki dev dalganın altında kalmadan önce cep telefonuyla konuşup "Elveda dostum" diyebilen kişiler var. Biz iki kat aşağıya indik mi çekmiyor telefon, buna ne diyeceksin dostum?
Ve tabii 4'üncü geminin kapısının kapanması, suyun içine nefessizce dalarak boru parçasını mekanizmanın arasından çıkarabilen zavallı bir insanın gücüne bağlıydı. Yoksa nasıl kahraman olucak o baba? HA HA!
Bir de Everest'e çarptıklarında geminin ön camı çatlamaz mı? Çinliler malzemedan çalmış valla.

Sıpoylır:
"O çarptığımız Eyfel Kulesi miydi hacı ya?"

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kendimi kendimden çıkarsam sıfır kalmaz

Ay çok pis!

Falı fallanmak