'Önizleme'ler

İnsan özellikle duygusal zamanlarında güzel bir koku eşliğinde uyumak istiyor galiba -burada insan olarak betimlenen varlık bizzat ben'im. Bu "güzel" koku, annemin çamaşır yıkarken kullandığı alalade bir yumuşatıcıdan fazlası değil. Ama yorulmuş gözleri ve zavallı hücrelerimi huzurun kucağına bırakıyor, hoplatıcı bir uyku haline bürüyor. Günlerdir ne eksik ne fazla, ben diyeyim iki saat siz diyin üç saat zar zor uyuyabiliyordum. Çok sevdiğim yastığımı da ayaklar altına almış, ona küsmüştüm. Sanırım o da bana küsmüştü ki gerçekten artık güzel kokmuyordu. Ya da bana öyle geliyordu. Yoksa burnum mu tıkanmıştı? Olabilirdi.
Neyse. Umut çok fena bir yaratık bence. Hiç olmamalıymış, en karamsar kişinin bile aklına girdi mi, vay onun haline! Ardından çeşitli kırıklıklar; döküntü, kaşıntı, çöküntü, tütü vesaire diye uzar gider bu liste... Böyle yapmayayım ben şimdi. Diyeyim ki tekrar ve tekrar; siz siz olun, o hain umut dalgasına kapılmayın. Ne saçma bir şey gerçekten. Şey diyorum bakın, kelime bulamamaktan geliyor bu, saçmalıyorum resmen. İfadesizlik, karmaşa, mide bulantısı, ağlama krizi hep onun yüzünden yani. Yastığım benim kurtarıcım oldu. Buraya bağlayacaktım konuyu kısaca. Onu terkettiğim ve mutlu olduğumu sandığım bir dönem vardı, normalde 'öyle olması gerekiyor' dönemi. Dün gece farkettim ki, bu arada tam da sonbahara denk geldi, yastığımla yeniden birlikteyiz. İçinde kendimi görebildiğim gözleri yok ama kollarımı etrafında dolayabilmemi sağlayan belirli bir hacme sahip ve bu şimdilik bana yetiyor.
Birkaç gündür inanmayacaksınız ama birkaç adet mentollü sigara içtim ve gerçekten canım istedi. Çok çok çok ilginç! Dalgalanıp durulamıyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kendimi kendimden çıkarsam sıfır kalmaz

Ay çok pis!

Falı fallanmak