You're gonna see right through

Çok kısa bir süre önce zamanlar yeniden karıştı, sabah çok erken mi, gecenin başlangıcı mı? Hem ne farkeder, dedim. Bir ülkenin, bir kıyının düzenli çizgisini ansızın bozan bir çıkıntıya benzettim kendimi -kendi yaşamım için- bir fazlalığa... Göğüs kafesimde, karın boşluğumda, atalarımızın kanıtlayıp tanımlayamadığı bir şey vardı, sonsuzca büyümüş bir gözyaşı ya da hiçbir filmde, hiçbir deneyde görülmez bir yara... Çünkü bu büyülü kürede düz bir çizgideymiş gibi ilerlemezsen hep yaralanıyorsun. Yağmur yağıyor, çok fazla ses yok, büyük ve karmaşık bir kentteyiz, galiba güneşin çevresinde bir kez daha döndük. Yaşamın, birbirine yapışmayan, birbirine geçmeyen parçalardan oluşuyor ve sanırım benim de istediğim bu. Her parçada yeni görüntüler bulmak... Birleştirildiğinde ortaya kocaman, belirgin bir resim çıkan oyunları sevmiyorum ben. Bütün uğraşların sonunda resim tümüyle parçalansın, dağılsın ve sonsuza dek yeniden kurmaya çalışalım onu. Böylesine bir parçalanmayla yaşayabiliyorum ancak. Bu dünyaya, görüntüler durmadan değişmezse nasıl katlanılabilir ki? *


Son Yediğim: Tavuk ızgara
Son İçtiğim: Cappy karışık
Son Okuduğum: Kürşat Başar *
Son Dinlediğim: Avril Lavigne - Naked

(I've never felt like this before
I'm naked
Around you
Does it show?
I'm so naked around you
And I can't hide
You're gonna see right through, baby)

Yorumlar

mca dedi ki…
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Uyku Sersemi dedi ki…
Bu yorum yazar tarafından silindi.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kendimi kendimden çıkarsam sıfır kalmaz

Ay çok pis!

Falı fallanmak