Belki

Bildiğiniz süs balıklarından almak istiyordu. Sonra baya iyi arkadaş olacaktı onunla, hatta belki Mister K koyacaktı adını. Ama satın alma isteğiyle beraber –ki para karşılığı alınmak istenen ‘şey’, yaşayan bir canlıydı. Buna da karşıydı her zaman, neyse konu bu değildi- ölmesini düşünmek bile onu aşırı üzüyordu.
But one thing is for real a fish is a better friend than a human.
Paragraf: Odasının penceresinden her ne zaman sokağa, caddeye baksa (burada demek istediği: evi öyle harikulade bir yerdeydi ki…) aklına hikaye başlangıçları -falan- geliyordu. Ancak Mister K gibi olduğundan ya da olacağından mıdır, her güzel şey çabuk biter mantığından mıdır nedir unutuyordu hemen.



Bu aşamada o sadece tanımadığı bir balıktı ve şu da sadece bir şarkı, ama nasıl nasıl tatlıydı. İyi ki keşfetmişti İngrid Michaelson’u, ‘die alone’u duyduğu an gününün en güzel anı seçilebilirdi. “You make me think that maybe I won't die alone” diyordu şarkı. Tanrısı, aslında ne kadar da savunmasızdı!
––‘zdı’ deyince şimdi, meşhur “Issız Adam”ın anlamaz hali geldi kulağıma ister istemez. Her yerde bangırdata bangırtada çalan şarkısını dinledim ve filmi izledim eksik kalmamak adına. “Ay aşık oldum, ay kendimi buldum” cümlelerini kırmızı kalemle karalamak isterdim. Bence sadece zaman öldürmeye yarayan, yer yer içinde espiri unsurları barındıran ancak bayan karakteri mutlu edemeyen, saçma sapan sonlu bir film. Hele iç sesler olaya anlam katmak isterken, batırmış. Bay.


Maggie Taylor - Woman who loves fish. 2003

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Duman

Kendimi kendimden çıkarsam sıfır kalmaz