Geçmiş vs. gelecek

Maykıl Ceksın'ın ölümüyle sorguladığım birkaç şey oldu. Adam dünyaca ünlü bir ikon. Ve kendimi bildim bileli bildiğim biri. Gelecekte torunlar torbalar sormazlar mı bana Maykıl Ceksın'ı nasıl bilirdiniz diye? Sorarlar. İyi bilirdik derim ve ben Mistır Ceksın gibi bir ilaha dönüşürüm bir büyükanne kıvamı olarak. Marilyn Monroe yaşarken, filmleri sansasyon yaratırken ananem varmış mesela. Ama Türkiye'deki TV kıtlığı onun Marilyn'i iyice tanımasını engellemiş. Sinemada da hep o dandirik Türk filmlerini izlemişler. Üf anane ya, hiç kuul değilmişsin!
Geleceğin ananesi olarak ben; Maykıl Ceksın'ı, Johnny Cash'i, hatta Biritni Sipiiirs'ı bilmiş biriyim. Oley.
İnternetle olan ilk alakamda en popüler e-mail sağlayıcısı olarak hotmail'e başvurmuştum. ad[at]hotmail, bakıyorsun ki alınmış. Naapmalı... en sevdiği takım, en sevdiği sayı ya da doğum yılı eklenir belki adın yanına. O zaman bir nick sahibi bile değilsin. Korkunç. Tabii birkaç yıl sonra adsoyad hadisesiyle son buldu mail adresi kavramı benim için. Sıkıcı.
Söylemek istediğim; yeni adlar, soyadlar, e-mail sağlayıcıları üretilmedikçe maykil_ceksin8987609@cortmail.com şeklindeki adresler çoğalacaktır. (Varsın çoğalsın, bananeyse, bilmiyorum işte.)
Arkadaşım hala oldu aylar önce. "Bebeğin adsoyadına uygun mail adresi al bence şimdiden" diye tavsiyede bulunmuştum. İlk bilgisayarıyla birlikte mail adresi de hediye edilebilir kendisine, çok kuul olur. Neden olmasın?
Nasıl delirdim?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kendimi kendimden çıkarsam sıfır kalmaz

Ay çok pis!

Falı fallanmak