Her zaman kaybetmeye hazırlık

Televizyonun önünde uyuyakalışları tesadüfler dizisinden çok alışkanlık olmuştu artık. Hep oturduğu koltuk çökmüştü onu içine almak istercesine. Bacakları ağarırdı bu süregelişlerden, bir tabure çekerdi altlarına. Sonra ayaklarını iki yana ayırır, ekrana yer bırakırdı. Sonra bakardı oradaki dünyayı görmemek için. Pili bitmeye yüz tutmuş kumandası olanlardan habersiz, hayatın ritmine zıt, olanca ağırlığıyla kanaldan kanala taşırken onu; “Başka kanalda ne var acaba?”lar aklını yerdi hiçbirini hiçbir şekilde beğenmese de. Sıvı bir sabun gibi ellerinden akıp izini bırakan program yığınları, gözüne değince yaşartırdı. Ve yine uykusu gelmişti. Işığı ve televizyonu açık bulduğu bir sabaha daha uzanıyordu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kendimi kendimden çıkarsam sıfır kalmaz

Ay çok pis!

Falı fallanmak